Bu rakam, yalnızca küresel sıralamada liderliği sağlamlaştırmakla kalmadı; aynı zamanda Çin’in karbon nötr hedefine giden yolda ne kadar iddialı bir pozisyon aldığını da ortaya koydu.
⚡ Tek Başına 150 Ülkeye Bedel Bir Dönüşüm
Çin’in rüzgâr, güneş ve hidroelektrik gibi temiz enerji kaynaklarındaki büyümesi, neredeyse 150 ülkenin toplam enerji üretiminden daha büyük bir kapasite anlamına geliyor. Özellikle sadece 2024’te yapılan 250 GW’lik yeni kurulum, Avrupa’nın yıllık toplam elektrik üretiminin yaklaşık %20’sine eşdeğer.
Bu genişleme, sadece iç piyasaya enerji sağlama hedefiyle değil; küresel enerji düzeninde liderlik arzusu ile de örtüşüyor.
🌞 Güneş Enerjisinde Başka Bir Ligde
2025 yılı itibarıyla Çin’in toplam güneş enerjisi kapasitesi 650 GW’yi aşarak, başlı başına Avrupa Birliği’nin tamamından fazla oldu. Bu büyümenin arkasında:
- Güneş paneli üretiminde dünyadaki liderliği,
- Hammaddeye erişim avantajı (örneğin polikristalin silisyum),
- Devlet sübvansiyonları ve düşük maliyetli kredi politikaları
yer alıyor. Çin’in sadece iç pazarı değil, dünya güneş paneli arzının yaklaşık %70’ini kontrol ettiği tahmin ediliyor.
💨 Rüzgârda da Sessiz Fırtına
Rüzgâr enerjisinde de büyüme dikkat çekici. Çin, karasal ve deniz üstü rüzgâr santrallerini eş zamanlı olarak yaygınlaştırıyor. 2025’te karasal rüzgâr kapasitesi 450 GW’yi aşarken, offshore (deniz üstü) türbinlerdeki kapasite de 80 GW’yi geçti.
Bu rakam, Çin’i sadece teknolojik olarak değil, mühendislik ve montaj altyapısı açısından da öncü konuma taşıyor.
🧭 Bu Hamle Ne Anlama Geliyor?
Çin’in yenilenebilir enerji kapasitesindeki bu sıçrama, birkaç kritik sonucu beraberinde getiriyor:
- Enerji bağımlılığı azalıyor: Özellikle kömüre dayalı üretimin oranı giderek düşüyor.
- Küresel karbon emisyonunda yavaşlama sinyali: Çin tek başına dünya emisyonlarının %30’undan sorumluydu; artık bu yükü azaltma hedefi daha gerçekçi.
- Enerji diplomasisinde koz artıyor: Çin, sadece üretici değil, aynı zamanda “enerji ihrac eden teknoloji sağlayıcı” konumuna yükseliyor.
- Lityum, nadir toprak elementleri gibi stratejik madenlerde avantajı büyüyor.
🌍 Diğer Ülkeler Ne Yapıyor? Çin’le Fark Açılıyor mu?
2025’te ABD’nin toplam yenilenebilir kurulu gücü yaklaşık 500 GW, Avrupa Birliği’nin ise 620 GW civarında. Çin tek başına bu iki bloğun toplamına yaklaşmış durumda. Hindistan, Brezilya ve Endonezya gibi gelişen ekonomiler de yatırımlarını artırsa da, Çin’in ivmesi başka bir ligde.
Çin’in devlete bağlı enerji devleri (State Grid, China Three Gorges vb.) ve özel sektörün el ele hareket etmesi, bu dönüşümün arkasındaki temel farkı oluşturuyor.
🔍 Uzman Yorumu: Bu Sadece Enerji Değil, Küresel Güç Projesi
Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) danışmanlarından Prof. Li Zhen’e göre, Çin’in bu hamlesi enerji ile sınırlı değil:
“Yenilenebilir yatırımlar, Çin’in küresel değer zincirini yeniden kurma stratejisinin ana omurgası. Sadece enerji üretmek değil; panel, türbin, batarya, elektrikli araç ve altyapı ihracatında da kuralları Çin yazmak istiyor.”
✅ Sonuç: Çin’in Temiz Enerji Hamlesi, Geleceği De Şekillendiriyor
Çin’in yenilenebilir enerji kapasitesinde ulaştığı rekor seviyeler, yalnızca bir santral ya da üretim tesisi değil; küresel enerji sisteminde yön değiştiren bir akımı simgeliyor.
- Yeni kurulan her güneş paneli, Çin’in kömür bağımlılığını biraz daha azaltıyor.
- Her offshore rüzgâr türbini, ülkeyi temiz enerji diplomasi arenasında biraz daha güçlendiriyor.
- Ve her megavatlık yeni kapasite, dünyadaki enerji rekabetinde Batı’ya karşı bir adım daha öne geçme anlamına geliyor.
Dünya bir yandan temiz enerjiye geçişin yollarını ararken, Çin bu yollarda hız limitlerini çoktan aşmış görünüyor.
