Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) tarafından açıklanan verilere göre, Mart ayında onaylanan kapasite raporu sayısı hem aylık hem yıllık bazda geriledi. Bu düşüş, sanayi üretimi ve istihdam cephesinde yavaşlama sinyallerini beraberinde getiriyor.
Kapasite Raporu Sayısı Geriliyor: Yeni Yatırım ve Üretim Sinyali Zayıf
TOBB’un açıkladığı rakamlara göre, Mart ayında 4.179 adet sanayi kapasite raporu onaylandı. Bu rakam, Şubat ayında kaydedilen 4.432 rapora kıyasla yaklaşık %5,7’lik bir azalmaya işaret ediyor.
Kapasite raporu, Türkiye’de üretim yapan her sanayi kuruluşunun üretim gücünü belgeleyen resmi evrak niteliği taşıyor. Dolayısıyla rapor sayısındaki bu düşüş, yeni üretim kapasitesi oluşturan tesislerin azaldığını ve yatırımların yavaşladığını düşündürüyor.
Aktif Kapasite Raporlarında da Hafif Gerileme
Onaylanan rapor sayısındaki düşüşe paralel olarak, TOBB Sanayi Veri Tabanı’na kayıtlı aktif kapasite raporlarının sayısında da azalma görüldü. Şubat ayında 94.062 olan aktif rapor sayısı, Mart sonunda 93.728’e gerileyerek %0,3 oranında azaldı.
Her ne kadar küçük bir oran gibi görünse de bu gerileme, üretim sahasında “bekle-gör” politikasının yaygınlaştığına ve işletmelerin mevcut üretim seviyelerini koruma eğiliminde olduğuna işaret ediyor.
En Sert Darbe İstihdama: 128 Binden Fazla Kayıp
Sanayi üretimindeki yavaşlama en net etkisini istihdamda gösterdi. Aktif kapasite raporlarında beyan edilen toplam çalışan sayısı Şubat ayında 3 milyon 37 bin civarındayken, Mart ayında bu sayı 2 milyon 909 bine düştü. Bu da bir aylık süreçte yaklaşık 128.700 kişilik istihdam kaybı anlamına geliyor.
Bu düşüş, sadece ekonomik yavaşlamayı değil, aynı zamanda bazı sektörlerde işten çıkarmaların veya yeni istihdam yaratamama durumunun başladığını da gösteriyor.
Sanayi Sektörü Neden Yavaşlıyor?
Ekonomistler, kapasite raporlarındaki bu düşüşü birkaç başlıkta değerlendiriyor:
Faiz politikaları ve kredi erişimindeki zorluklar, sanayi yatırımlarının yavaşlamasında belirleyici rol oynuyor.
İç talepteki zayıflama ve dış pazarlardaki belirsizlik, özellikle ihracata dayalı üretim yapan firmaların planlarını yeniden gözden geçirmesine yol açıyor.
Enerji maliyetleri ve girdi enflasyonu, birçok üretici için kapasite artırmanın önünde ciddi bir engel oluşturuyor.
Bölgesel Dağılım ve Sektörel Kırılım da Önemli
Henüz detaylı veri paylaşılmasa da, sanayi kapasite raporlarındaki düşüşün bölgelere ve sektörlere göre farklılık gösterebileceği belirtiliyor. Özellikle iç pazara dönük çalışan KOBİ’lerde daralma daha belirgin olurken, büyük ölçekli ihracatçı firmaların da yeni kapasite yatırımlarını ötelediği konuşuluyor.
Ne Anlama Geliyor?
Sanayi kapasite raporlarındaki bu düşüş, ekonomi yönetimi açısından da dikkatle izlenmesi gereken bir gelişme. Çünkü bu veriler, yalnızca üretim gücünü değil, aynı zamanda istihdam, yatırım iştahı ve genel ekonomik dinamizmi de yansıtır.
Bu veriler, Türkiye ekonomisinin üretim ayağında bir soğuma dönemine girdiğini, sanayi sektörünün ise daha temkinli adımlar attığını gösteriyor.
Sonuç: Üretim Cephesinde Beklentiler Zayıflıyor
Sanayi kapasite raporlarındaki düşüş, 2025’in ilk çeyreğinde üretim cephesinin zayıfladığını gösteriyor. Yeni kapasite yatırımlarının azalması, hem ekonomik büyüme hem de istihdam açısından dikkatle takip edilmesi gereken bir tablo oluşturuyor.
Ekonomi yönetiminin, üretimi destekleyici, KOBİ’lere nefes aldıracak kredi imkanları ve yatırımı teşvik edici politikalara yönelmesi, sanayi sektöründe yeniden canlanmayı sağlayabilir. Aksi hâlde yılın ilerleyen aylarında daha ciddi daralma sinyalleri ile karşılaşmak sürpriz olmayacak.
