Bu gelişme, hem finansman ihtiyacının boyutlarını hem de dış kaynaklara olan bağımlılığı yeniden gündeme getirdi.

Toplam Borç Stoku Genişliyor

Söz konusu artışla birlikte özel sektörün toplam uzun vadeli dış kredi borcu 160 milyar dolar seviyesine yaklaşmış durumda. Kısa vadeli borçlarla birlikte toplam dış borç stoku ise çok daha yüksek bir düzeye çıkıyor. Bu durum, firmaların projelerini finanse etmek için giderek daha fazla dış kaynak kullanmaya yöneldiğini gösteriyor.


Hangi Sektörler Başı Çekiyor?

Merkez Bankası verilerine göre, borçlanmadaki artışın büyük bölümü enerji, altyapı, inşaat ve üretim sektörlerine ait.

  • Enerji yatırımları, yüksek maliyetleri nedeniyle dış kaynak ihtiyacını artırıyor.
  • İnşaat ve altyapı sektörleri, uzun vadeli ve büyük ölçekli projeler nedeniyle dış finansmana yöneliyor.
  • İmalat sanayisi, büyüme ve ihracat kapasitesini artırmak amacıyla kredi hacmini genişletiyor.

Küresel Finansman Koşulları Zorlaşıyor

Küresel düzeyde faiz oranlarının yükselmesi, gelişmekte olan ülkelerin borçlanma maliyetlerini de artırıyor.
ABD Merkez Bankası’nın (Fed) faizleri yüksek tutmaya devam etmesi, Türkiye gibi ekonomilerin dış kaynak erişimini zorlaştırıyor. Bu nedenle, her ne kadar borçlanma devam etse de kredi maliyetleri giderek daha pahalı hale geliyor.


Dövizle Borçlanmanın Riskleri

Özel sektörün dış borçlanmasının önemli bir bölümü döviz cinsinden. Bu da kur oynaklığına karşı ciddi bir risk oluşturuyor.
TL’nin değer kaybettiği dönemlerde, dövizle borçlanan şirketlerin geri ödeme yükü katlanarak artıyor. Özellikle döviz geliri olmayan firmalar, bu ortamda ciddi finansal baskı altına giriyor.


Ekonomistlerden Uyarılar

Finans uzmanları, dış borçlanmanın kısa vadede projeleri fonlamak için gerekli olduğunu kabul ediyor. Ancak sürdürülebilirlik açısından bazı riskler öne çıkıyor.

Ekonomist Dr. Emre Kaya, şu değerlendirmeyi yaptı:

“Krediyle büyüme kötü değildir, ancak bu borç döviz cinsindense ve üretken alanlarda kullanılmıyorsa, ileride daha büyük sorunlar doğurabilir.”

Yatırım danışmanı Nazan Yüce ise şu ifadeleri kullandı:

“Özel sektörün dış finansman stratejilerini revize etmesi ve hedge mekanizmalarını daha etkin kullanması gerekiyor. Aksi takdirde kur şokları ciddi bilanço zararlarına yol açabilir.”


Sonuç: Borçla Büyüyen Ekonomi

Türkiye’de özel sektörün dış kaynak kullanımındaki artış, hem bir ihtiyaç hem de bir kırılganlık unsuru olarak öne çıkıyor. Küresel finansal koşulların sıkılaştığı bu dönemde, borçlanmanın akıllı yönetilmesi ve kaynakların verimli kullanılması her zamankinden daha önemli.

Önümüzdeki aylarda dış borç verilerindeki eğilimler, ekonominin seyrine ve döviz piyasalarındaki dalgalanmalara doğrudan etki edecek.

Paylaş.
Gönderiyi Cevapla

Exit mobile version