Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, kamuoyunu rahatlatan açıklamalarda bulundu. Bakan Şimşek, ABD’nin ithal ürünlere getirdiği yeni vergi oranlarının Türkiye ekonomisi üzerinde doğrudan ve derin bir etkisinin olmayacağını, hatta bu durumun bazı Türk sektörleri için rekabet avantajı yaratabileceğini ifade etti.
Türkiye’nin Ticaret Yapısı Bizi Koruyor
Şimşek, Türkiye’nin ihracat ve ticaret yapısının, benzer gelişmekte olan ülkelere kıyasla daha esnek ve dayanıklı olduğunu vurguladı.
“Gayri safi yurtiçi hasılamızda (GSYH) ihracatın payı bazı benzer ülkelere göre daha düşük. Türkiye ekonomisi iç talep ağırlıklı büyüyen bir yapıya sahip. Bu durum, küresel ticaret şoklarına karşı bizi daha az kırılgan hâle getiriyor,” dedi.
Bu değerlendirme, özellikle Çin gibi ihracata yüksek derecede bağımlı ekonomilerin tarifelerden daha ağır etkilenebileceği anlamına gelirken, Türkiye’nin daha dengeli dış ticaret yapısı sayesinde süreci görece daha az hasarla atlatabileceğine işaret ediyor.
“Bazı Sektörler İçin Yeni Fırsat Penceresi Açılabilir“
Tarifelerin getirdiği genel ticari baskıya rağmen, Bakan Şimşek bazı sektörlerde mukayeseli avantajların doğabileceğini söyledi. Özellikle Çin ve ABD arasındaki ticaret savaşı kapsamında belirli ürün gruplarına uygulanan yüksek vergi oranlarının, bu ürünleri alternatif pazarlardan tedarik etme eğilimini doğurduğuna dikkat çekti.
“Ülkemizin görece düşük tarife oranı ve stratejik konumu, bazı ürünlerde Türkiye’yi alternatif tedarik merkezi hâline getirebilir,” ifadelerini kullanan Şimşek, özellikle tekstil, otomotiv yan sanayi, gıda işleme ve beyaz eşya gibi sektörlerde fırsatlar oluşabileceğini belirtti.
Ticaretimizin %80’i AB, Orta Asya ve MENA Bölgesiyle
Türkiye’nin ticaret ilişkilerine dair dikkat çeken istatistikleri de paylaşan Şimşek, Türkiye’nin dış ticaretinin yaklaşık %62’sinin serbest ticaret anlaşması yaptığı ülkelerle, yaklaşık %80’inin ise Avrupa Birliği, Orta Asya, Orta Doğu ve Kuzey Afrika (MENA) bölgesiyle gerçekleştiğini söyledi.
Bu veriler, Türkiye’nin ABD merkezli ticari şoklara doğrudan maruz kalma ihtimalinin sınırlı olduğunu gösteriyor. Şimşek, bu ticaret coğrafyasının politik ve ekonomik çeşitliliğinin, Türkiye’ye avantaj sağladığını ifade etti.
“Küresel Belirsizlikte Dengeli Politikalar Devam Edecek”
Bakan Şimşek ayrıca Türkiye’nin mevcut ekonomik politikalarının bu sürece karşı dirençli bir yapı sunduğunu belirtti. Sıkı para ve maliye politikası ile birlikte sürdürülebilir cari denge hedefi, Türkiye’nin dış şoklara karşı kırılganlığını azaltıyor.
“Emtia fiyatlarındaki baskı ve içeride uyguladığımız parasal sıkılaşma, ithalat talebini doğal şekilde sınırlandırıyor. Bu da dış dengenin korunmasına katkı sağlıyor,” dedi.
Ayrıca, enerji fiyatlarında yaşanabilecek geri çekilmelerin, Türkiye’nin ithalat faturasını aşağıya çekerek döviz talebini dengeleyeceği öngörüsünde bulundu.
Sonuç: Türkiye İçin Riskler Sınırlı, Fırsatlar Var
ABD’nin tarifeleri küresel ticarette büyük dalgalanmalara yol açsa da, Türkiye’nin ticaret yapısı, stratejik konumu ve uyguladığı politikalar, bu fırtınayı daha az zararla atlatmasına olanak sağlayabilir. Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek’in açıklamalarına göre, bu süreç yalnızca bir tehdit değil, aynı zamanda bir fırsat penceresi olabilir.
Özellikle ihracat odaklı büyümeyi hedefleyen Türkiye için, doğru adımlar ve hedef pazarlara yönelik stratejik açılımlar sayesinde bu kriz, yeni pazarlar ve rekabet alanları yaratabilir.
