Esnaf ve Sanatkârlar Odaları’ndan arka arkaya gelen açıklamalarda, mevcut sistemin hem adaletsiz hem de çağın gerisinde olduğu vurgulandı. Talepleri net: “Stopajı kiracı değil, mülk sahibi ödesin.”


🔍 Peki Kira Stopajı Nedir? Esnaf Neden Şikâyetçi?

Mevcut mevzuata göre, bir iş yeri kiralayan esnaf, ödediği kiranın brüt tutarı üzerinden %20 oranında gelir vergisi stopajı ödemekle yükümlü. Bu vergi, aslında mal sahibinin gelirine ait bir kesinti olsa da, bizzat kiracı tarafından ödeniyor.

Yani örneğin bir esnaf, 20.000 TL brüt kira ödüyorsa, bunun 4.000 TL’sini (yüzde 20) devlete vergi olarak yatırmak zorunda. Bu da esnafın toplam kira maliyetini neredeyse %20 artırıyor.


💬 “Kirayı biz ödüyoruz, vergisini de biz veriyoruz”

Ankara Siteler’de 20 yıldır mobilya atölyesi işleten Ali Bayraktar bu durumun artık sürdürülemez olduğunu söylüyor:

“Mal sahibi bir gelir elde ediyor ama vergi yükü bize düşüyor. Zaten yüksek kiralar altında eziliyoruz, şimdi bir de onun vergisini mi ödeyeceğiz? Bu adalet mi?”

Benzer çağrılar İstanbul, Bursa, İzmir ve Gaziantep gibi ticaretin yoğun olduğu şehirlerden de geliyor. Esnaf odaları, stopaj sisteminin “modernize edilerek mülk sahiplerinin sorumluluğuna verilmesi” gerektiğini savunuyor.


🧾 Vergi Uzmanları Ne Diyor?

Maliye eski müfettişi ve vergi danışmanı Dr. İsmail Yüce’ye göre, Türkiye’de uygulanan bu sistem artık revizyona ihtiyaç duyuyor:

“Dünyanın çoğu yerinde kira gelirinden alınan vergi doğrudan mal sahibinin beyanı ile ödenir. Türkiye’de verginin tahsilat kolaylığı için kiracıya yüklenmiş olması pratik görünse de, adalet duygusunu zedeliyor.”

Yüce ayrıca, yeni nesil dijital beyan sistemleri sayesinde bu yükün mal sahiplerine kaydırılmasının artık teknik olarak mümkün olduğunu belirtiyor.


🧾 Esnaf Odaları Ne İstiyor?

Türkiye Esnaf ve Sanatkârlar Konfederasyonu (TESK) tarafından hazırlanan öneriler arasında şunlar öne çıkıyor:

  • Stopaj oranının düşürülmesi (%20 → %10 veya altı),
  • Ödeme yükümlülüğünün mülk sahibine devredilmesi,
  • Yüksek enflasyon dönemlerinde geçici muafiyet ya da vergi indirimi sağlanması,
  • Kira artışlarına karşı üst sınır getirilirken stopaj yükünün göz önünde bulundurulması.

Bu talepler, özellikle pandemi sonrası toparlanmaya çalışan küçük işletmeler için nefes alma talebi olarak görülüyor.


📈 Ekonomik Etki: Kira Giderleri Enflasyonu Aşıyor

Son bir yılda iş yeri kiralarındaki artış, resmi enflasyon oranlarının çok üzerinde. Ticari mülk sahipleri, TL’nin değer kaybı ve artan maliyetler gerekçesiyle kiraları yılda %70-100 oranında artırıyor. Ancak esnaflar, bu artışa karşılık gelirlerini aynı oranda artırmakta zorlanıyor.

Örneğin:

  • 2023’te 10.000 TL olan bir dükkan kirası, 2024 sonunda 18.000 TL’ye çıkarken,
  • Aynı dükkândan elde edilen kâr marjı neredeyse %20 oranında düşmüş durumda.

Üstüne bir de %20 stopaj ödemesi eklendiğinde, birçok küçük işletme için zararına çalışmak kaçınılmaz hale geliyor.


🧮 Alternatif Model Önerisi: Beyannameye Dayalı Vergi Sistemi

Esnaf çevreleri ve bazı maliyet uzmanları, Türkiye’nin stopaj esaslı sistem yerine “beyana dayalı vergilendirme modeline” geçmesi gerektiğini savunuyor. Bu sistemde:

  • Mülk sahibi yıl sonunda kira gelirini beyan eder,
  • Vergi doğrudan mal sahibinden tahsil edilir,
  • Kiracı ise yalnızca kira tutarını öder, ayrıca vergi yükü taşımaz.

Bu model, Avrupa Birliği ülkelerinde ve gelişmiş ekonomilerde standart hale gelmiş durumda.


Sonuç: Vergi Tahsilat Kolaylığı mı, Vergi Adaleti mi?

Kira stopajı meselesi, yalnızca teknik bir vergi uygulaması değil; esnafın ayakta kalma mücadelesiyle doğrudan ilişkili bir konu. Küçük işletmelerin dayanma gücünün azaldığı bu dönemde, hükümetin bu çağrılara kayıtsız kalması beklenmiyor.

Mevzuatta yapılacak küçük bir değişiklik, on binlerce esnaf için büyük bir nefes olabilir. Artık top, Hazine ve Maliye Bakanlığı ile TBMM’nin sahasında.

Paylaş.
Gönderiyi Cevapla

Exit mobile version