Eğilmez’in uyarıları, sadece güncel tabloyu değil, geçmişte kaçırılan fırsatların da geleceği nasıl şekillendirdiğine dair güçlü bir sorgulama niteliğinde.

Yapısal Reformlar: Her Dönemde Bahsedildi, Ama Hiç Gerçekleşmedi

Eğilmez’e göre Türkiye’nin en büyük sorunu, reform kelimesinin sıkça telaffuz edilmesine rağmen, gerçek anlamda yapısal reformların bir türlü hayata geçirilememesi. Özellikle 2001 krizinden sonra sağlanan mali disiplin ve yeniden yapılandırılan bankacılık sektörü, Türkiye’ye reformlar için eşsiz bir zemin sunmuştu. Ancak bu zemin, ne eğitimde ne hukukta ne de vergi sisteminde gerekli dönüşümler için kullanılmadı.

Mahfi Eğilmez, 2002-2013 arası dönemi “altın fırsat” olarak tanımlıyor. Düşük faiz ortamı, küresel sermaye bolluğu ve içeride sağlanan siyasi istikrar sayesinde Türkiye, reformlar için her türlü avantaja sahipti. Ancak bu avantaj, günü kurtaran büyüme hedefleri ve popülist politikalar uğruna göz ardı edildi.

2023 Sonrası Yeni Fırsatlar ve Aynı Hatalar

Eğilmez’in son analizlerinde özellikle dikkat çektiği nokta, dünyada değişen ticaret dengeleri ve Türkiye’nin yeniden şekillenen küresel sistemdeki yeri. ABD’nin yeni gümrük tarifeleri ve Çin’e karşı ekonomik politikaları, üretim merkezlerini çeşitlendirme eğilimini artırırken, Türkiye için tedarik zincirlerinde stratejik bir pozisyon fırsatı doğuruyor.

Ancak bu fırsat da eğitim reformu, hukukun üstünlüğü, şeffaflık, bağımsız kurumlar gibi temel alanlarda eksik kalan Türkiye için yine riskli bir şekilde ıskalanmak üzere.

Kurumların Zayıflaması: En Büyük Engel

Eğilmez, ekonomik fırsatların değerlendirilmesinde sadece ekonomik değil, kurumsal yapının gücünün belirleyici olduğunu vurguluyor. “Yatırımcı güveni için sadece mali veriler değil, hukuki güvenlik, öngörülebilirlik ve liyakate dayalı yönetim de gerekir” diyen Eğilmez, Türkiye’de bağımsız kurumların zayıflamasıyla birlikte uzun vadeli yatırımcıların Türkiye’ye olan ilgisinin azaldığına dikkat çekiyor.

Türkiye Neyi Kaçırdı, Ne Yapmalı?

Düşük faiz ve bol likidite döneminde yatırım ve üretim kapasitesini artırma fırsatı kaçırıldı.

Enerji dönüşüm sürecinde erken hareket edilmedi, hâlâ ithalata bağımlı kalındı.

Dijitalleşme ve teknolojiye yatırımda geri kalındı; nitelikli insan kaynağı başka ülkelere göç etti.

Eğitim sistemi, üretim ve istihdam ihtiyaçlarına uygun hale getirilemedi.

Eğilmez, bu durumun değiştirilmesi için atılması gereken en acil adımların hukuk reformu, eğitim sistemi dönüşümü, şeffaflık ve veri temelli politika üretimi olduğunu vurguluyor.

Sonuç: Geçmişi Kaçırdık, Peki Geleceği Yakalayabilecek Miyiz?

Mahfi Eğilmez’in uyarıları bir karamsarlık değil, geç kalınmış ama hâlâ mümkün olan dönüşümün altını çiziyor. Türkiye’nin ekonomik potansiyeli büyük, ancak bu potansiyelin hayata geçmesi için sadece ekonomik değil, zihinsel ve yönetsel bir paradigma değişikliği gerekiyor.

“Fırsatlar gelir geçer. Önemli olan onları zamanında görmek ve hazırlıklı olmaktır.” – Mahfi Eğilmez

Paylaş.
Gönderiyi Cevapla

Exit mobile version