Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın ev sahipliğinde gerçekleşecek toplantı, yaklaşık 700 bin kamu işçisinin 2025 yılı ikinci yarı maaşlarını ve sosyal haklarını doğrudan etkileyecek.


🧭 Süreç Nasıl İşliyor? Neden Bu Kadar Önemli?

Kamu işçileri için ücret artışı süreci, her iki yılda bir yenilenen “çerçeve protokol” ile belirleniyor. 2023 yılında Türk-İş ve Hak-İş’in ortak imzasıyla kabul edilen protokol çerçevesinde, maaşlara dönemsel olarak yapılacak zam oranları belirlenmişti. Ancak 2024 sonu itibarıyla yaşanan yüksek enflasyon, artan yaşam maliyeti ve alım gücündeki hızlı gerileme nedeniyle, mevcut sözleşmenin güncellenmesi ya da ek protokol hazırlanması zorunlu hale geldi.

24 Nisan’da yapılacak toplantı, yalnızca zam oranını değil; aynı zamanda ikramiye, sosyal yardımlar, gıda desteği ve fazla mesai ücretleri gibi kalemleri de masaya yatıracak.


🧑‍🏭 Kimleri Kapsıyor? Hangi Sektörler Etkileniyor?

Zam pazarlığı, yalnızca birkaç devlet kurumunu değil, kamuya bağlı birçok sektörde çalışan işçiyi kapsıyor. Bu işçilerin önemli bir kısmı:

  • Karayolları, DSİ, Orman Genel Müdürlüğü,
  • TCDD, MKEK, BOTAŞ, TEİAŞ, TÜRKŞEKER,
  • Belediye iştirakleri ve taşerondan kadroya geçen işçiler,
  • KİT (Kamu İktisadi Teşebbüsleri) bünyesindeki binlerce çalışan,

olarak sıralanıyor.

Bu kesimler yalnızca sayı olarak değil, aynı zamanda ülkenin altyapı, ulaşım, enerji ve çevre hizmetleri açısından kritik pozisyonlarında görev yapıyorlar. Bu da zam sürecini yalnızca bireysel gelir tartışmasından çıkarıp, kamu hizmetlerinin sürdürülebilirliği açısından da stratejik bir hale getiriyor.


📊 Sendikaların Talepleri Ne Yönde?

Türk-İş ve Hak-İş başta olmak üzere işçi konfederasyonlarının öne çıkan talepleri şu şekilde:

  • Yılın ikinci yarısı için en az %45 oranında seyyanen artış,
  • Açlık sınırı altındaki maaşların asgari geçim düzeyinin üzerine çekilmesi,
  • Yılda dört ikramiye yerine altı ikramiye talebi,
  • Taşeron kadrosundan geçen işçilere ilave sosyal haklar,
  • Gıda ve yakacak yardımlarının piyasa koşullarına göre güncellenmesi.

Bu taleplerin çoğu, yüksek enflasyon ortamında kamu işçisinin alım gücünün korunması açısından belirleyici nitelik taşıyor.


💬 İşçi Cephesinden Sesler: “Alım Gücümüzün Yarısı Eridi”

Yüzlerce kamu işçisi temsilcisi, geçtiğimiz günlerde sosyal medyada organize olarak seslerini duyurmuş, “Zam değil adalet istiyoruz” etiketiyle taleplerini gündeme taşımıştı. Özellikle 2024 sonu itibarıyla yaşanan zamlar sonrası maaşların büyük kısmının gıda, kira ve ulaşım giderlerine gitmesinden şikayet ediliyor.

Bir belediye çalışanı şunları söylüyor:

“2023’te 22 bin TL maaşla geçinebiliyordum, şimdi 35 bin TL alıyorum ama ay sonunda yine eksiye düşüyorum. Çünkü market fiyatları ikiye katlandı, ulaşım %80 zamlandı. Alım gücümüzün yarısı buharlaştı.”


📈 Ekonomik Arka Plan: Enflasyon Gölgesinde Bir Pazarlık

Toplantının yapıldığı zemin oldukça kaygan. Çünkü TÜİK verilerine göre:

  • 2024 sonu enflasyonu: %68,5
  • 2025 ilk çeyrek TÜFE artışı: %18,1
  • Beklenen yıl sonu enflasyonu: %45 – %50 arası

Bu oranlar, kamu işçilerine yapılacak zam oranının sadece bir ücret artışı değil, bir geçim politikası meselesi haline gelmesine neden oluyor. Ekonomi yönetimi ise, bu pazarlığın bütçe disiplini ve mali sürdürülebilirlik açısından dengelenmesi gerektiğini vurguluyor.

Paylaş.
Gönderiyi Cevapla

Exit mobile version